TAKSİR VE BİLİNÇLİ TAKSİR

 
Türk Ceza Hukuk’unda kusurluluk halleri kast,bilinçli kast,taksir ve bilinçli taksir olarak düzenlenmiştir.Bunlardan taksir kavramı kelime kökeni olarak Arapça ‘nın kasr kelimesinden türemiş bir kelime olup,kusur ,hata ,kabahat,bir işi eksik yapma yada gereği gibi yapmamak olarak anlaşılır.Ceza hukukundaysa bir kişinin filinden dolayı cezalandırılabilirliğini ifade etmektedir.

Ceza hukukunda kural olarak suç ancak kastla ,kanunda açıkça gösterilen hallerde taksirle de işlenebilir.İstisnai bir kusurluluk hali olan taksirde failin cezalandırılabilmesi için mutlaka kanunda açık bir düzenleme bulunması gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen kusurluluk hallerini kısaca açıklarsak:neticenin fail tarafından bilinmesi halinde kast,neticenin meydana gelmesine  kayıtsız kalınması halinde olası kast,öngörülen neticenin meydana gelmesinin istenmemesine rağmen özen yükümlülüğüne aykırı davranılması suretiyle neticenin meydana gelmesi engellenemediği durumda bilinçli taksir,öngörülebilir neticenin özen yükümlülüğüne aykırı hareket edilmiş olması sebebiyle öngörülmediği hallerde ise basit taksir vardır.

Bilinçli taksirde fail neticenin meydana gelebileceğini öngörmekte ancak neticenin meydana gelmesini istememektedir.Neticenin meydana geleceğini bilse vazgeçecektir.Neticenin meydana gelmesini zayıf bir ihtimal görmekte yada hiç gerçekleşmeyeceğini düşünmektedir.

TAKSİRİN UNSURLARI :

1-Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması

Yukarıda da belirtmiş olduğumuz kural olarak suç kastla işlenebilir ancak kanunun öngördüğü hallerde taksirle de işlenebilen suçlar olup bunlar kanunda açıkça sayılmıştır.5237 sayılı yasanın 22/1 maddesinde “Taksirle işlenen fiiller kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır” demekte olup aksi durum” kanunilik” ilkesine aykırıdır.Günlük hayatta en çok karşılaşılan taksirli suçlar adam öldürme ve adam yaralama olmakla birlikte aşağıda sayılan başka suçlarda kanunda açıkça taksirle ilenebileceği düzenlenmiştir.Taksirle işlenen suçlar:

-adam öldürme (TCK.85)

-adam yaralama (TCK.89)

-taksirli iflas(TCK.162)

-taksirle genel güvenliğin tehlikeye sokulması (TCK.171)(yangına,bina çökmesine,,toprak kaymasına ,çığ düşmesine,sel veya taşkına sebebiyet verme)

-trafik güvenliğinin taksirle tehlikeye sokma (TCK.180)

-atom enerjisiyle taksirle patlamaya sebebiyet verme (TCK.173/2)

-çevrenin taksirle kirletilmesi (TCK.182)

-taksirle zehirli madde katma suçu (TCK.185)

-taksirle çocuğun soybağını değiştirme (TCK.231/2)

-taksirle askeri tesislerin tahribine yada kullanılmaz hale gelmesine sebebep olma(TCK.307/3)

-savaş zamanında yükümlülükleri taksirle yerine getirmemek(TCK.322/2)

-devletin güvenliğine ve siyasal yararına ilişkin bilgilerin taksirle açıklanması (TCK.329/3)

-yasaklanan bilgilerin taksirle açıklanması (TCK.336/3)

-taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi (TCK.338

 

2-Hareketin iradiliği

Hareketin iradi olması objektif sorumluluk şartlarından biridir.İradi hareket icrai yada ihmali bir davranışla gerçekleşbilir.Taksirin en önemli unsurlarından olan özen yükümlülüğü ihmalle de gerçekleştirilebilin bir eylemdir.

3-Sonucun istenmemesi

Taksirli suçların en önemli unsurlarından biri olup neticenin meydana gelmesi istenmemektedir.Basit taksirde fail fiilinden dolayı yada ihmalinden dolayı neticenin meydana gelmesini öngörmesi gerekirken bunu öngörmemiştir.Bilinçli taksirdeyse fail  neticenin meydana gelebileceğini öngörmüş anacak bunu çok zayıf  bir ihtimal görmüş  ve neticenin meydana gelemsine kendi becerisi ve bilgisiyle engel olabileceğini düşünmüştür.Neticenin meydana geleceğini bilse eyleminden vazgeçebilecek bir psikolojik durumdadır.Ancak ister icra-i ister ihmali hareketle olsun neticenin meydana gelmesi şart olup netice gerçekleşmeden suç oluşmaz .Bu nedenle taksirli suçlara teşebbüs mümkün değildir.

 

4-Hareketle netice arasında bir nedensellik bağının olması

 Cezai sorumluluğun doğabilmesi için fiil ile istenmeyen netice arasında bir illiyet bağının olması şarttır.İstenmeyen neticenin meydana gelmesinde bazen birden fazla kişinin eylemi etkide bulunmuş olabilir.Bu durumda tüm failler taksir derecesine göre cezai sorumluluğu mevcuttur.Trafik kurallarına aykırı hareket ederek aşırı süratla yol alan iki aracın çarpışmasında her iki sürücü de kusurlu olup meydana gelen neticeye göre her ikisinin de cezalandırılması cihetine gidilmesi gerekmektedir.Eski ceza yasamızda kusur derecesi 8/8 üzerinden bir metematiksel hesap yapılır  ve ona göre ceza tayini edilirdi.Ancak Yeni yasada kusurun varlığı failin  cezanın alt sınırından cezalandırılması için yeterli olmaktadır.

 

5-Neticenin öngörülebilir olmasına rağmen öngörülmemiş olması

Taksir suçunun en önemli unsurlarından olup kastan farklı olarak fail eyleminde neticeyi ya öngörmemekte yada gerçekleşmeyeceğini ummaktadır.Basit taksirde kişinin tecrübesisliği,özen yükümlülüğüne aykırı davranması ihmali vs. gibi etkenlerle neticenin meydana geleceğini öngörmemektedir.Bilinçli taksirdeyse netice öngörülmekte ancak fail neticenin meydana gelmeyeceğini düşünmektedir.Burda olası kastla bilinçli takisr arasında çok ince bir çizgi mevcuttur.Olası kastta fail neticenin meydana geleceğini öngörmekte ancak “natice meydana gelirse de gelsin “ düşüncesindedir.Bilinçli taksirde fail neticenin meydana geleceğini bilse eyleminden vazgeçecek bir tutumda olmasına rağmen olası kastta eylemine devam kararlılığındadır.

Av.Sami Demir