5 Eylül

Tapu kayıtlarındaki hataların düzeltilmesi

Bilindiği üzere, “Mülkiyet Hakkının Tescili” başlıklı 22.07.2013 tarihli ve 2013/5150 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Tapu Sicil Tüzüğü’nün 28. maddesinde kütükte bulunması zorunlu bilgiler; malikin adı, soyadı, baba adı, edinme nedeni, tarih ve yevmiye numarası olarak belirlenmiştir.
Şayet, tapunun tesciline dayanak yapılan işlemde düzeltilmesi gereken bir hata yapılmışsa, bu hata 2013 tarihli Tapu Sicil Tüzüğü’nün 75. maddesi uyarınca, ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki koşullar araştırılarak, idarece düzeltilmelidir.ilgilinin başvurusu Yargıtay tarafından ön koşul olarak değerlendirilmekte, Tapu Sicil Müdürlüğüne başvuru yapılmadan doğrudan açılacak davaların reddi gerektiği yönünde kararlar verilmektedir. (1)
Tapu sicil müdürlüğü tarafından yayınlanan “Hataların idari yoldan düzeltilmesi hakkındaki 1193 sayılı genelgenin” uygulanmasında tereddüde düşüldüğünün anlaşılması üzerine, konuya açıklık getirilmesi bakımından Tapu Sicil Müdürlüğü Genel Müdürlüğünce bu kez 1458 sayılı genelge yayınlanmış ve konuya açıklık getirilmeye çalışılmıştır.
Gerek tapu sicil muhafızlıklarının ve gerekse kadastro veya tapulama müdürlüklerinin sebep olduğu hatalar, 1458 sayılı genelge ve harçlar kanunun 59. maddesi gereği harç alınmadan yapılmaktadır.
Ancak tüm bunlara rağmen ilgilerin başvuruna rağmen Tapu Sicil Müdürlüğü gerekli düzeltmeleri yapmayı reddederse ne olacaktır ?
Bu durumda tapu malikleri veya mirasçıları veya diğer hak sahipleri tarafından “tapuda kayıt düzeltilmesi” davası açılması gerekir. Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, esas olarak tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
Kayıt düzeltme davaları , taşınmazın bulunduğu yer Tapu Sicil Müdürlüğü’ne husumet yöneltilerek açılmalıdır.
Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nin 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. (2)
Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davaları da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. Kaldı ki, 382. maddenin 2-ç/1 fıkrasında “Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması” çekişmesiz yargı işi sayılmış olup, niteliği itibariyle tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarından başka bu tarife uyacak bir dava türü de bulunmamaktadır.
Halen yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 383. maddesine göre de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemeleridir. Bu itibarla, çekişmesiz yargı işi olan tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarına sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerekir.
Yargıtay uygulamalarına göre ; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Yargıtay kararlarına göre kayıt düzeltme davalarında, , kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1- Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2- Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
6-Çekişme konusu taşınmazın emlak beyan dökümleri celbedilmelidir.
7-Çekişmeli taşınmaz işyeri olarak kullanılmış ise, tescil kayıt ve dava tarihleri arasında vergisinin kimin tarafından ödendiği ilgili kurumlardan sorulmalıdır.
8-Malik iddiasındaki davacı veya muris ile aynı ismi taşıyan, başka bir kişinin nüfus kaydının bulunup bulunmadığı ilgili nüfus müdürlüğünden sorulmalıdır.
9-Taşınmazı kimin, hangi tarihten beri , ne şekilde tasarruf ettiğinin ve bu kişilerin davacı veya miras bırakan ile herhangi bir ilgilerinin olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.

Yargıtay’ın şu ana kadar ki uygulamalarına göre, davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmekte, Tapu Müdürlüğü yasal hasım Kabul edilerek yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamaktadır.
Ancak kanaatimizce tapu sicil müdürlüğünün yasal hasım olduğu gerekçesi ile, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasının , “2013 tarihli Tapu Sicil Tüzüğü’nün 75. maddesi karşısında bir anlamı yoktur. Zira bu maddeye göre, ilgilisinin başvurusu üzerine o maddedeki koşullar araştırılarak, hata idarece düzeltilmelidir. Bu aynı zamanda dava ön şartıdır. Bu durumda artık Tapu Müdürlüğünce, gelen tashih talepleri iyi değerlendirmeli , davanın açılmasına sebebiyet verecek şekilde gerekçesiz red işlemlerinden kaçınılmalı, uygun talepler kabul edilmelidir. Aksine gerekçesiz ve dayanaktan yoksun olarak verilen red kararlarının sonucuna da müdürlük katlanmalıdır.Aksinin kabulü halinde, tapu sicil Müdürlüklerinin, yapılan her başvuruyu “ mahkeme karar versin” diyerek reddedeceği bizdeki genel teamüllere bakıldığında görülecektir.

Av.Muhammet Özer (4)

(1) Yargıtay 1.Hukuk Dairesi E. 2014/135 – K.2014/8359 T. 22.04.2014
(2) Yargıtay 1. Hukuk Dairesi E. 2014/5678- K.2014/11651
(3) Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E.2012/2846 , K. 2012/3570
(4) İstanbul barosu Avukatlarından