29 Ağustos

Kapıcı, fazla mesai, doğalgazlı bina,kış ayları dışında fazla mesai olamayacağı,bir kaç apartmanda çalışan kapıcı,

T.C.

Yargıtay

9.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/2624
Karar: 2007/30654
Karar Tarihi: 17.10.2007

ÖZET: Davacının tüm hizmet süresince fazla çalışma yaptığı hafta tatili ve genel tatillerde çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplamaya değer verilerek sonuca gidilmesi doğru değildir. Kapıcılık hizmeti yapan davacının kaloriferlerin yandığı kış ayları dışında fazla mesai yapmasını gerektiren bir çalışması olamayacağı gibi tüm hafta ve genel tatillerde de çalıştığı kabul edilerek sonuca gidilmesi dairemiz uygulamalarına ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Yalnız kaloriferlerin yandığı kış aylarında fazla mesai yapabileceği ve bazı hafta ve genel tatillerde çalıştığı kabul edilerek yeniden hesaplama yaptırılmalı, davalıların sorumlulukları belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.

(4857 S. K. m. 41, 53) (1475 S. K. m. 14)

Dava: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı ile işçilik alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı K … Apt. Kat Malikleri Kurulu Başkanı ile davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Dosya içeriğinden davacının 1.12.1997 tarihinde davalılardan K … Apartmanı işyerinde kapıcı olarak çalışmaya başladığı bu işyerindeki çalışmaları devam ederken 1.10.2001 tarihinde komşu O … Apartmanı yönetimi ile K. .. Apartman yöneticileri arasında yapılan protokolde davacının her iki apartmanın birlikte hizmet vermesinin ücretinin bir kısmının K … bir kısmının da Özmen apartmanı tarafından karşılanmasının sigorta kayıtlarının K … apartmanı tarafından ödenmeye devam etmesinin kararlaştırıldığı ve aktin feshedildiği 13.1.2004 tarihine kadar davacının protokol gereği her iki davalı apartmana birlikte hizmet verdiği başka bir anlatımla 1.10.2001 – 13.1.2004 tarihleri arasında davacının her iki davalı tarafından birlikte istihdamının söz konusu olduğu anlaşılmaktadır. Davacının bu çalışma şekline göre davalılardan K … apartman işyerinin 1.12.1997 – 1.10.2001 tarihleri arasında geçen çalışmalardan doğacak işçilik alacaklarının tümünden (asgari ücrete göre belirlenecek) tek başına sorumlu tutulmalıdır. 1.10.2001 13.1.2004 tarihleri arasında birlikte istihdam söz konusu olacağından bu dönem için doğacak alacaklardan her iki davalı müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır. Mahkemenin açıklanan bu esaslara göre davalıların sorumluluklarını belirleyerek sonuca gitmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.

3- Davacının hizmet aktinin bazı işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle sona erdirdiği tanık anlatımlarından ve tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından haklı fesih nedeniyle davacının kıdem tazminatı isteğinin kabulü gerekirken reddedilmesi bozma nedenidir.

4- Davacının tüm hizmet süresince fazla çalışma yaptığı hafta tatili ve genel tatillerde çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplamaya değer verilerek sonuca gidilmesi doğru değildir. Kapıcılık hizmeti yapan davacının kaloriferlerin yandığı kış ayları dışında fazla mesai yapmasını gerektiren bir çalışması olamayacağı gibi tüm hafta ve genel tatillerde de çalıştığı kabul edilerek sonuca gidilmesi dairemiz uygulamalarına ve dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Yalnız kaloriferlerin yandığı kış aylarında fazla mesai yapabileceği ve bazı hafta ve genel tatillerde çalıştığı kabul edilerek yeniden hesaplama yaptırılmalı yukarıda açıklanan esaslara göre davalıların sorumlulukları belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.

5- İzin ücret alacağı da yukarıda 2 nolu bend’de belirtilen esaslara göre saptanarak sonuca gidilmelidir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.10.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

T.C.

Yargıtay

9.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/5575
Karar: 2006/26877
Karar Tarihi: 11.10.2006

ÖZET: Davacının kapıcılık hizmetlerini tam gün değil kısmi süreli yerine getirdiği görülmektedir. Uç apartmanda çalıştığı anlaşılan davacının günlük çalışmanın 1/3 ü oranında apartmanın kombili kalorifer sistemine geçtiği tarihten itibaren dava konusu taleplerden sorumlu tutulması gerekir.

(1475 S. K. m. 14) (4857 S. K. m. 17, 18)

Dava: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve izin ücreti ile bayram ve hafta tatili gündeliğinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK’nun 435.maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacının davalı apartman yönetimine ait konut işyerinde kapıcı konutunda oturmak, çöpleri almak ve haftada bir gün apartmanın merdivenleri yıkamak şeklinde çalıştığı bunun dışında diğer konutlara da kapıcılık hizmeti sunduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece tüm çalışma süresi için kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretini davacı tam gün çalışıyormuş gibi davalı apartman sorumlu tutulmuştur. Oysa davacının yukarda belirtilen kapıcılık hizmetlerini tam gün değil kısmi süreli yerine getirdiği görülmektedir. Uç apartmanda çalıştığı anlaşılan davacının günlük çalışmanın 1/3 ü oranında apartmanın kombili kalorifer sistemine geçtiği tarihten itibaren dava konusu taleplerden sorumlu tutulması gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.10.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
 

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/30359
K. 2008/29735
T. 3.11.2008
� KONUT KAPICISI ( Davacının Davalı Apartmanın Kapıcı Dairesinde Oturarak Kaloriferi Yakma Temizlik İşlerini Yaptığı – Aradaki İlişkinin Hizmet Akdi Kabul Edileceği/İşçi Alacaklarının Tüm Hizmet Süresi İçin Hesaplanacağı )
� KONUT KAPICILARININ ÖZEL ÇALIŞMA KOŞULLARI ( Davacının Davalı Apartmanın Kapıcı Dairesinde Oturarak Kaloriferi Yakma Temizlik İşlerini Yaptığı – İşçi Alacaklarının Tüm Hizmet Süresi İçin Hesaplanacağı )
� YÖNETİCİNİN İŞVERENİ TEMSİLİ ( Konut Kapıcısı – Ortaya Çıkacak Uyuşmazlıklarda Yöneticinin İşvereni Temsil Edebileceği/Hasım Gösterilebileceği )
� HİZMET AKDİ ( Konut Kapıcısı/Davalı Apartmanla Aradaki İlişkinin Hizmet Akdi Kabul Edileceği – İşçi Alacaklarının Tüm Hizmet Süresi İçin Hesaplanacağı )
� İŞÇİLİK ALACAKLARI ( Davacının Davalı Apartmanın Kapıcı Dairesinde Oturarak Kaloriferi Yakma Temizlik İşlerini Yaptığı – İşçi Alacaklarının Tüm Hizmet Süresi İçin Hesaplanacağı )
4857/m.110

Konut Kapıcıları Yönetmeliği/m.3

ÖZET : İşyerinde kapıcı kaloriferci olarak çalışan davacı işçi ile davalı arasında davaya konu işçilik alacaklarına hak kazanılıp kazanılmadığı konularında uyuşmazlık söz konusudur. İşyeri, kapıcının çalıştığı konut ile bağımsız bölüm, ortak yerler, eklenti ve tesislerin tümüdür. İş Hukuku anlamında ortaya çıkabilecek idari ve yargısal uyuşmazlıklarda yönetici işvereni temsil eder. Böyle olunca kapıcının işveren hakkında açabileceği davanın kat maliki ya da maliklerine karşı açılması gerekse de, yönetmelikten doğan bu temsil yetkisine göre davanın doğrudan yönetici hasım gösterilerek açılması da mümkündür.

Somut olayda davacının davalı apartmanın kapıcı dairesinde oturarak kaloriferi yakma, temizlik ve çöp toplama işlerini yaptığı, iş müfettişi raporu, davalı tanıklarının anlatımları hatta davalının kabulünden anlaşılmaktadır. Bu dönemde de aradaki ilişki hizmet aktidir. Böyle olunca davacı alacaklarının tüm hizmet süresi için hesaplanması gerekir.

DAVA : Davacı, ihbar, kıdem tazminatı,fazla mesai, ücret, yıllık ücretli izin, hafta, bayram ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Y.Tekbaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : İşyerinde kapıcı kaloriferci olarak çalışan davacı işçi ile davalı arasında davaya konu işçilik alacaklarına hak kazanılıp kazanılmadığı konularında uyuşmazlık söz konusudur.

Kapıcılık hizmetlerinin diğer işlere göre bir farklılık gösterdiği bilinmektedir. Bu nedenle 1475 sayılı yasada olduğu gibi, 4857 sayılı İş Kanununun 110. maddesinde de konut kapıcıları ayrı bir madde ile düzenlenmiştir. Kapıcılık hizmetlerinin esasları ve kapıcı konutlarından faydalanma şekil ve şarlarının da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak bir yönetmelikle belirleneceği Kanunda öngörülmüştür.

Konut Kapıcıları Yönetmeliğinin 3. maddesinde kapıcı, anataşınmazın bakımı, korunması, küçük çaptaki onarımı, ortak yerlerin ve döşemelerin bakımı, temizliği, bağımsız bölümlerde oturanların çarşı işlerinin görülmesi, güvenliklerinin sağlanması, kaloriferin yakılması ve bahçenin düzenlenmesi ve bakımı ve benzeri hizmetleri gören kişi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede, işveren ise konutun maliki ve ortakları olarak açıklanmıştır. Kamu kurumlarına ait lojman işyerlerinde anataşınmaz maliki, ilgili kamu kurumudur.

Yönetici ise konutun maliki ya da kat malikleri adına hareket eden kişidir. Yönetici, Kat Mülkiyeti Kanununa göre seçilir ve görevlerini ifa eder.

Yönetmelikte işyeri, kapıcının çalıştığı konut ile bağımsız bölüm, ortak yerler, eklenti ve tesislerin tümü olarak ifade edilmiştir.

Kapıcıyı işe alma konusunda yönetici yetkili kılınmıştır. Kaloriferli konutlarda kapıcının ateşçi belgesini haiz olması gerekir.

Yönetmeliğin 4/a maddesine göre, yöneticinin iş ya da toplu iş sözleşmesi yapması için işverenin yazılı olarak yetki vermesi gerekir. Buna rağmen, yazılı yetki olmadığı durumlarda kapıcı ile yönetici arasındaki sözleşmenin geçersiz olacağını söylemek doğru olmaz. Konutun maliki ya da ortaklarının yazılı yetki vermedikleri halde kapıcılık hizmetlerinden yararlanmaları kapıcılık sözleşmesine onay verildiği anlamındadır.

Kapıcı ile binanın sahibi ya da kat malikleri kurulu arasında yapılmış olan iş sözleşmesinin tam süreli ya da kısmi süreli olarak yürürlüğe konulması mümkündür. Özellikle bağımsız bölüm sayısının az ve eklentiler ile ortak alanların da yoğun bir iş hacmini gerektirmeyecek durumda olduğu hallerde, kapıcının günlük 7.5 saat ve haftalık 45 saat olağan mesaiye göre daha az sürelerle çalıştırılması imkan dahilindedir. Kimsi süreli iş sözleşmesi yazılı olarak yapılabileceği gibi, yazılı sözleşme bulunmayan hallerde, işyerinin özelliği ile işin niteliğine göre de kısmi çalışma olgusunun kanıtlanması mümkündür.

Konut kapıcıları bakımından işyerinde fazla çalışma yapılıp yapılmadığı konularında işyerinin bağımsız bölüm sayısı, ortak yerler ile eklentilerin özelliği belirleyici olacaktır.

Yönetici, İş Kanunu ve Yönetmeliğin uygulanması yönüyle işveren temsilcisidir. İş Hukuku anlamında ortaya çıkabilecek idari ve yargısal uyuşmazlıklarda yönetici işvereni temsil eder. Böyle olunca kapıcının işveren hakkında açabileceği davanın kat maliki ya da maliklerine karşı açılması gerekse de, Yönetmelikten doğan bu temsil yetkisine göre davanın doğrudan yönetici hasım gösterilerek açılması da mümkündür. Ancak bu halde dahi hükmün doğrudan yönetici hakkında kurulması doğru olmaz. Mahkemece kat maliki ya da malikleri adına yönetici hakkında karar verilmesi gerekir. Zira Yönetmeliğin 4/d maddesine göre, yöneticinin ana taşınmazda üstlendiği görevleri itibarıyla kat maliki ya da maliklerinden tahsil ederek kapıcının İş Kanunundan doğan haklarını ödeme yükümlülüğü vardır.

Kapıcının çalışma süresi ve ara dinlemesi, ücretinin ödenmesi, hafta tatili bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmesi, yıllık ücretli izin kullanılması gibi hususlar yönünden 4857 sayılı İş Kanununun hükümlerine tabi olduğu Yönetmeliğin ilgili maddelerinde kurala bağlanmıştır. Yönetmeliği 12. maddesinde kapıcının yıllık izin, hastalık izni veya tatil günleri sebebiyle çalışamadığı günler için yerine geçici kapıcı çalıştırılabileceği hükme bağlanmıştır.

1475 sayılı İş Kanununun Ek Madde 1. maddesinde kapıcı konutları için kira istenemeyeceği kuralı bulunmaktaydı. 4857 sayılı İş Kanununda bu hükme yer verilmemiş, bu hususun düzenlenmesi de yönetmeliğe bırakılmıştır. Anılan yönetmeliğin 13. maddesine göre kapıcıya görevi nedeniyle konut verilmesi zorunlu değildir. Ancak, kapıcıya görevi nedeniyle konut verilmişse, konutun 3194 sayılı İmar Kanunu ve Belediye İmar Yönetmelikleri ile öngörülen asgari koşullara uygun olması gerekir.

Kapıcıya, görevi nedeniyle konut verilmesi 4857 sayılı İş Kanununun uygulandığı dönemde zorunlu değilse de, verilmiş olan konut için iş sözleşmesinin devamı süresince kira istenemeyeceği de yine yönetmelikte düzenlenmiştir. O halde kira bedelinin ücrete sayılması olanaksızdır. Bu anlamda kapıcının kira ödemeksizin oturması ve karşılığında kapıcılık hizmetlerini görmesi şeklinde bir iş sözleşmesi yapıldığında, işverenin ücret ödeme yükümlülüğü ortadan kalkmış sayılamaz. Kapıcı ile kira kontratı yapılmış olması da bu sonucu değiştirmez.

Kapıcının su, elektrik, ısınma ve sıcak su giderlerine kısmen ya da tamamen katılıp katılmayacağının sözleşme ile belirleneceği de Konut Kapıcıları Yönetmeliğinde ifadesini bulmuştur. Buna göre taraflar, kapıcının anılan giderlere katılması ya da katılmaması hususunu serbestçe kararlaştırılabilecektir.

Somut olayda davacının 1.05.1999-4.04.2004 tarihleri arasında da davalı apartmanın kapıcı dairesinde oturarak kaloriferi yakma, temizlik ve çöp toplama işlerini yaptığı, iş müfettişi raporu, davalı tanıklarının anlatımları hatta davalının kabulünden anlaşılmaktadır. Bu dönemde de aradaki ilişki hizmet aktidir. Böyle olunca davacı alacaklarının 1.02.1998-4.04.2004 olan tüm hizmet süresi için hesaplanması gerekirken yazılı şekilde sadece 30.04.1999 tarihine kadar çalıştığının kabul edilmesi hatalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.11.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/21304
K. 2010/18191
T. 14.6.2010
� KAPICILARIN ÇALIŞMASI ( Kıdem ve İhbar Tazminatı – Kapıcıya Görevi Nedeniyle Konut Verilmesi 4857 S. Kanun Döneminde Zorunlu Değilse de Verilmiş Olan Konut İçin İş Sözleşmesinin Devamı Süresince Kira İstenemeyeceği )
 KALORİFERİN YAKILMASI İŞİ ( Kapıcının Kira Ödemelerinin Oturması ve Karşılığında Kapıcılık Hizmetlerini Görmesi Biçiminde Bir İş Sözleşmesi Yapıldığında İşverenin Ücret Ödeme Yükümlüğünün Ortadan Kalkmayacağı )
� KAPICIYA GÖREVİ NEDENİYLE KONUT VERİLMESİ ( 4857 S. Kanun Döneminde Zorunlu Değilse de Verilmiş Olan Konut İçin İş Sözleşmesinin Devamı Süresince Kira İstenemeyeceği )
� YÖNETİCİNİN ÜCRET ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Kapıcının Kira Ödemelerinin Oturması ve Karşılığında Kapıcılık Hizmetlerini Görmesi Biçiminde Bir İş Sözleşmesi Yapıldığında İşverenin Ücret Ödeme Yükümlüğünün Ortadan Kalkmayacağı )
4857/m.110
1086/m.74

ÖZET : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret, yol parası, ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Kapıcıya görevi nedeniyle konut verilmesi 4857 Sayılı Kanun döneminde zorunlu değilse de, verilmiş olan konut için iş sözleşmesinin devamı süresince kira istenemez. Kira bedeli ücrete sayılamaz. Kapıcının kira ödemelerinin oturması ve karşılığında kapıcılık hizmetlerini görmesi biçiminde bir iş sözleşmesi yapıldığında, işverenin ücret ödeme yükümlüğü ortadan kalkmaz.

DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret, yol parası, ikramiye alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme isteği kısmen hüküm altına alınmıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukat tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- İşyerinde kapıcı kaloriferci olarak çalışan davacı işçi ile davalı arasında davaya konu işçilik alacaklarına hak kazanılıp kazanılmadığı konularında uyuşmazlık söz konusudur.

Kapıcılık hizmetlerinin diğer işlere göre bir farklılık gösterdiği bilinmektedir. Bu nedenle 1475 Sayılı Yasa�da olduğu gibi, 4857 sayılı İş Kanunu�nun 110. maddesinde de konut kapıcıları ayrı bir madde ile düzenlenmiştir. Kapıcılık hizmetlerinin esasları ve kapıcı konutlarından faydalanma şekil ve şartlarının da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı�nca çıkarılacak bir yönetmelikle belirleneceği Kanunda öngörülmüştür.

Konut Kapıcıları Yönetmeliği�nin 3. maddesinde kapıcı, ana taşınmazın bakımı, korunması, küçük çaptaki onarımı, ortak yerlerin ve döşemelerin bakımı, temizliği, bağımsız bölümlerde oturanların çarşı işlerinin görülmesi, güvenliklerinin sağlanması, kaloriferin yakılması ve bahçenin düzenlenmesi ve bakımı ve benzeri hizmetleri gören kişi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede, işveren ise konutun maliki ve ortakları olarak açıklanmıştır. Kamu kurumlarına ait lojman işyerlerinde ana taşınmazın maliki, ilgili kamu kurumudur.

Yönetici ise konutun maliki ya da kat malikleri adına hareket eden kişidir. Yönetici, Kat Mülkiyeti Kanunu�na göre seçilir ve görevlerini ifa eder.

Yönetmelikte işyeri, kapıcının çalıştığı konut ile bağımsız bölüm, ortak yerler, eklenti ve tesislerin tümü olarak ifade edilmiştir.

Kapıcıyı işe alma konusunda yönetici yetkili kılınmıştır. Kaloriferli konutlarda kapıcının ateşçi belgesini haiz olması gerekir.

Yönetmeliğin 4/a maddesine göre, yöneticinin iş ya da toplu iş sözleşmesi yapması için işverenin yazılı olarak yetki vermesi gerekir. Buna rağmen, yazılı yetki olmadığı durumlarda kapıcı ile yönetici arasındaki sözleşmenin geçersiz olacağını söylemek doğru olmaz. Konutun mailiki ya da ortaklarının yazılı yetki vermedikleri halde kapıcılık hizmetlerinden yararlanmaları kapıcılık sözleşmesine onay verildiği anlamındadır.

Kapıcı ile binanın sahibi ya da Kat Malikleri Kurulu arasında yapılmış olan iş sözleşmesinin tam süreli ya da kısmi süreli olarak yürürlüğe konulması mümkündür. Özellikle bağımsız bölüm sayısının az ve eklentiler ile ortak alanların da yoğun bir iş hacmini gerektirmeyecek durumda olduğu hallerde, kapıcının günlük 7,5 saat ve haftalık 45 saat olağan mesaiye göre daha az sürelerle çalıştırılması imkan dahilindedir. Kısmi süreli iş sözleşmesi yazılı olarak yapılabileceği gibi, yazılı sözleşme bulunmayan hallerde, işyerinin özelliği ile işin niteliğine göre de kısmi çalışma olgusunun kanıtlanması mümkündür.

Konut kapıcıları bakımından işyerinden fazla çalışma yapılıp yapılmadığı konularında işyerinin bağımsız bölüm sayısı, ortak yerler ile eklentilerin özelliği belirleyici olacaktır.

Yönetici, İş Kanunu�nun ve Yönetmeliğin uygulanması yönüyle işveren temsilcisidir. İş Hukuku anlamında ortaya çıkabilecek idari ve yargısal uyuşmazlıklarda yönetici işvereni temsil eder. Böyle olunca kapıcının işveren hakkında açabileceği davanın kat malik ya da maliklerine karşı açılması gerekse de, Yönetmelikten doğan bu temsil yetkisine göre davanın doğrudan yönetici hakkında kurulması doğru olmaz. Mahkemece kat malik ya da malikleri adına yönetici hakkında karar verilmesi gerekir. Zira Yönetmeliğin 4/d maddesine göre yöneticinin ana taşınmazda üstlendiği görevleri itibarıyla kat maliki ya da maliklerinden tahsil ederek kapıcının İş Kanunu�ndan doğan haklarını ödeme yükümlülüğü vardır.

Kapıcının çalışma süresi ve ara dinlenmesi, ücretinin ödenmesi, hafta tatili bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmesi, yıllık ücretli izin kullanılması gibi hususlar yönünden 4857 sayılı İş Kanunu�nun hükümlerine tabi olduğu Yönetmeliğin ilgili maddelerinde kurala bağlanmıştır. Yönetmeliğin

12. maddesinde kapıcının yıllık izin, hastalık izni veya tatil günleri sebebiyle çalışmadığı günler için yerine geçici kapıcı çalıştırabileceği hükme bağlanmıştır.

1475 sayılı İş Kanunu�nun Ek Madde 1. maddesinde kapıcı konutları için kira istenmeyeceği kuralı bulunmaktaydı. 4857 sayılı İş Kanunu’nda bu hükme yer verilmemiş, bu hususun düzenlenmesi de yönetmeliğe bırakılmıştır. Anılan yönetmeliğin 13. maddesine göre kapıcıya görevi nedeniyle konut verilmesi zorunlu değildir. Ancak, kapıcıya görevi nedeniyle konut verilmişse, konutun 3194 sayılı İmar Kanunu ve Belediye İmar Yönetmelikleri ile ön görülen asgari koşullara uygun olması gerekir.

Kapıcıya, görevi nedeniyle konut verilmesi 4857 sayılı İş Kanunu�nun uygulandığı dönemde zorunlu değilse de, verilmiş olan konut için iş sözleşmesinin devamı süresince kira istenemeyeceği de yine yönetmelikte düzenlenmiştir. O halde kira bedelinin ücrete sayılması da mümkün olmaz. Bu anlamda kapıcının kira ödemeksizin oturması ve karşılığında kapıcılık hizmetlerini görmesi şeklinde bir iş sözleşmesi yapıldığında, işverenin ücret ödeme yükümlülüğü ortadan kalkmış sayılamaz. Kapıcı ile kira kontratı yapılmış olması da bu sonucu değiştirmez. ( Yargıtay 9. HD 03.11.2008 gün 2007/30359 E, 2008/29735 K )

Kapıcının su, elektrik, ısınma ve sıcak su giderlerine kısmen ya da tamamen katılıp katılamayacağının sözleşme ile belirleneceği de Konut Kapıcıları Yönetmeliği�nde ifadesini bulmuştur. Buna göre taraflar, kapıcının anılan giderlere katılması ya da katılmaması hususunu serbestçe kararlaştırabilirler.

Somut olayda davacının doğalgazla, 20 daireli bir apartmanda çalıştığı anlaşılmaktadır. SSK müfettişine verdiği ifade de burada çalışırken bir dönem başka bir yerde gece bekçiliği yaptığını da belirtmiştir. Böyle olunca davalı iş yerinde kısmı süreli çalıştığı anlaşıldığından, yaptığı işlere göre kısmı çalışmasının günde kaç saat sürdüğü tespit edilip, bu çalışmaya isabet eden ücreti belirlenerek kabulüne karar verilen alacak bu miktar üzerinden hesaplanması gerekirken yazılı şekilde tam süreli çalıştığının kabul edilmesi hatalıdır.

3- Davacı dava dilekçesinde fesih tarihini belirtmemiş ancak akdi feshedilince iş müfettişine başvurduğunu belirtmiştir. İş müfettişine başvuru tarihi 23.05.2003 olduğu halde iş sözleşmesinin 30.06.2003 tarihinde sona erdiği kabul edilerek yapılan hesaplama HUMK�nun 74. maddesine aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 1999/3768
K. 1999/5748
T. 22.3.1999
� FAZLA MESAİ ( Doğalgaza Geçilmiş Olması Halinde )
� DOĞALGAZA GEÇİLMESİ ( Fazla Mesai )
1475/m.35

ÖZET : Apartman işyerinin doğalgaza geçtiği dönemden sonrası için, kapıcı için fazla mesai alacağına hükmedilmesi hatalıdır.

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ve faizi, fazla çalışma parası ile bayram ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Mahkemece, zamanaşımı def’i dikkate alınarak son 5 yıl için davacıların murisinin yaptığı fazla mesai karşılığı olarak alacağa da hükmedilmiş ise de apartman işyerinin 1994 yılında doğalgaza geçtiği dosya içeriğinden anlaşıldığına göre geçtikten sonraki dönemde fazla mesainin yapıldığının kabulü hatalıdır.

1994 den önceki döneme gelince yaz aylarında kalorifer yakılması kış aylarında olduğu gibi fazla mesai gerektirmeyecek şekilde ve kapsamda bulunduğu düşünülerek sadece kış ayları için fazla mesai ücretinin hüküm altına alınması gerçek duruma uygun düşer.

SONUÇ : Temyiz olunan kararının yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.3.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E: 2007/9-219 K: 2007/224 T:

18.04.2007

 

İş Hukuku• Kapıcı Hizmeti • Doğalgazla Isınan Bina • Fazla Çalışma Ücreti •Hayatın Olağan Akışı Özet: Apartman kapıcısı olan davacının doğalgazla ısıtılan İşyerinde park ve bahçe temizliği de yapmadığı salt servis ve çöp toplama İşinde çalıştığı anlaşıldığına göre, fazla çalışma isteği reddedilmelidir.

 

Taraflar arasındaki “Fazla Mesai, Ulusal Bayram ve Genel Tatil Ücreti ile Hafta Tatili Ücreti Alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 8. İş Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 05.10.2004 gün ve 2004/105-1024 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.09.2005 gün ve 2005/293-30962 sayılı ilamı ile, (…1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışmda kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2. Davacının Bölge Çalışma Müdürlüğüne verdiği 04.08.2003 günlü şikayet dilekçesinde, hafta ve genel tatil ücretlerinin İşverence kendisine yarı m ödendiğini belirttiği görülmüştür. Davacının bu beyanın değerlendirilmemesi hatalıdır. 3. Davacının beş yıl süren çalışma süresinde her hafta ve genel tatil gününde çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır. Hastalık izin gibi nedenlerle çalışılamayacak günler olduğu düşünülerek hesaplanan alacaklardan makul bir indirim yapılarak sonuca gidilmelidir. 4. Davacının otomatik doğalgazla ısıtılan davalı İşyerinde park ve bahçe temizliği de yapmadığı; salt servis ve çöp toplama İşyerinde çalıştığı anlaşı lmaktadır. Bu çalışma şekli gözetilerek, davacının İş müfettİşine fazla mesai ile ilgili talebi olmadığı ve tanıkların niteliği de nazara alınarak apartmanın kapasitesi ve davacının aynı binanın kapıcı dairesinde oturması da gözönünde bulundurularak fazla mesai isteğinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmıştır…) gerekçesiyle bozularak dosya geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda kısmen direnilmıştır.

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereğ i görüşüldü: Dava fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili alacağı istemine ilİşkindir. Davacı vekili, davacının iki blok halinde ve 40 daireden oluşan binada 15.07.1998 tarihinden itibaren kapıcı olarak çalıştığını, 31.7.2003 tarihinde görülen lüzum üzerine İş akdine son verildiğini, davalının davacı- ya ihbar ve kıdem tazminatı ile kullanılmayan döneme ait yıllık ücretli izin ücretini ödediğini ancak ödenen hakları dışında, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili alacağının da bulunduğunu ileri sürerek fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmıştır. Davalı vekili, davanın haksız kazanç temini amaçlı olduğunu ileri sürerek davanın reddine kara verilmesini cevaben bildirmıştır. Mahkemenin, davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece “hüküm kurulurken bilirkİşi tarafından hesaplanan rakamlardan %25 oranında hakkaniyet indirimi yapılmış olduğu” gerekçesi ile bozma kararının 2 ve 4. bentlerine uyulmasına 3. bendine direnilmesine karar verilmİştir. Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, hastalık izini gibi nedenlerle çalışılmayacak günler olduğu düşünülerek hesaplanan alacaklardan makul bir indirim yapılıp yapılmadığı noktasındadır. Taraşarın karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle mahkemece %25 oranında indirim yapıldığına göre, direnme kararı usul ve yasaya uygundur. Ne var ki Özel Dairece, mahkeme kararında yapılan indirim oranı ve uyulan kısma yönelik temyiz itirazları incelenmemıştır. O halde, yapılan indirim oranı ve uyulan kısma yönelik temyiz itirazları nın incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle taraf vekillerinin temyiz itirazları nın incelenmesi için dosyanın 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine 18.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: Ankara 8. İş Mahkemesi

TARİHİ: 02/03/2006

NUMARASI: 2005/1396-93

DAVACI: M. A. Ö.vekili Av.H.K.Soyer

DAVALI: BİLKENT 1 ÇAMLIK SİTESİ YÖNETİCİLİĞİ vekilleri Av.F.A.D.vs.

DAVA TÜRÜ : Alacak

Taraflar arasındaki “fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 8.İş Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 05.10.2004 gün ve 2004/105-1024 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.09.2005 gün ve 2005/293-30962 sayılı ilamı ile, (…1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Davacının Bölge Çalışma Müdürlüğüne verdiği 04.08.2003 günlü şikayet dilekçesinde, hafta ve genel tatil ücretlerinin işverence kendisine yarım ödendiğini belirttiği görülmüştür. Davacının bu beyanın değerlendirilmemesi hatalıdır.

3.Davacının beş yıl süren çalışma süresinde her hafta ve genel tatil gününde çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır. Hastalık izin gibi nedenlerle çalışılamayacak günler olduğu düşünülerek hesaplanan alacaklardan makul bir indirim yapılarak sonuca gidilmelidir.

4.Davacının otomatik doğalgazla ısıtılan davalı işyerinde park ve bahçe temizliği de yapmadığı; salt servis ve çöp toplama işyerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu çalışma şekli gözetilerek, davacının iş müfettişine fazla mesai ile ilgili talebi olmadığı ve tanıkların niteliği de nazara alınarak apartmanın kapasitesi ve davacının aynı binanın kapıcı dairesinde oturması da gözönünde bulundurularak fazla mesai isteğinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda ; mahkemece önceki kararda kısmen direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Taraf vekilleri

Hukuk Genel Kurulu Kararı

MAHKEMESİ: Ankara 8. İş Mahkemesi

TARİHİ: 02/03/2006

NUMARASI: 2005/1396-93

DAVACI: M. A. Ö.vekili Av.H.K.Soyer

DAVALI: BİLKENT 1 ÇAMLIK SİTESİ YÖNETİCİLİĞİ vekilleri Av.F.A.D.vs.

DAVA TÜRÜ : Alacak

Taraflar arasındaki “fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 8.İş Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 05.10.2004 gün ve 2004/105-1024 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 22.09.2005 gün ve 2005/293-30962 sayılı ilamı ile, (…1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2.Davacının Bölge Çalışma Müdürlüğüne verdiği 04.08.2003 günlü şikayet dilekçesinde, hafta ve genel tatil ücretlerinin işverence kendisine yarım ödendiğini belirttiği görülmüştür. Davacının bu beyanın değerlendirilmemesi hatalıdır.

3.Davacının beş yıl süren çalışma süresinde her hafta ve genel tatil gününde çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır. Hastalık izin gibi nedenlerle çalışılamayacak günler olduğu düşünülerek hesaplanan alacaklardan makul bir indirim yapılarak sonuca gidilmelidir.

  1. Davacının otomatik doğalgazla ısıtılan davalı işyerinde park ve bahçe temizliği de yapmadığı; salt servis ve çöp toplama işyerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu çalışma şekli gözetilerek, davacının iş müfettişine fazla mesai ile ilgili talebi olmadığı ve tanıkların niteliği de nazara alınarak apartmanın kapasitesi ve davacının aynı binanın kapıcı dairesinde oturması da gözönünde bulundurularak fazla mesai isteğinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda ; mahkemece önceki kararda kısmen direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Taraf vekilleri

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili alacağı istemine ilişkindir.

Davacı vekili, davacının iki blok halinde ve 40 daireden oluşan binada 15.07.1998 tarihinden itibaren kapıcı olarak çalıştığını, 31.7.2003 tarihinde görülen lüzum üzerine iş akdine son verildiğini, davalının davacıya ihbar ve kıdem tazminatı ile kullanılmayan döneme ait yıllık ücretli izin ücretini ödediğini ancak ödenen hakları dışında, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili alacağının da bulunduğunu ileri sürerek fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın haksız kazanç temini amaçlı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir .

Mahkemenin, davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, mahkemece “hüküm kurulurken bilirkişi tarafından hesaplanan rakamlardan %25 oranında hakkaniyet indirimi yapılmış olduğu” gerekçesi ile bozma kararının 2 ve 4. bentlerine uyulmasına 3.bendine direnilmesine karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, hastalık izini gibi nedenlerle çalışılmayacak günler olduğu düşünülerek hesaplanan alacaklardan makul bir indirim yapılıp yapılmadığı noktasındadır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle mahkemece %25 oranında indirim yapıldığına göre, direnme kararı usul ve yasaya uygundur.

Ne var ki Özel Dairece, mahkeme kararında yapılan indirim oranı ve uyulan kısma yönelik temyiz itirazları incelenmemiştir.

O halde, yapılan indirim oranı ve uyulan kısma yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire’ye gönderilmelidir.

Yukarıda açıklanan nedenle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine 18.04.2007 gününde oy birliği ile karar verildi.