28 Ağustos

HARİCİ SATIŞ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLI ALACAĞIN TBK.GEREĞİ 10. YILLIK ZAMANAŞIMINA TABİ OLDUĞU

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/10633

K. 2015/3964

T. 12.3.2015

HARİCİ SATIŞ SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLI ALACAĞIN SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME HÜKÜMLERİNE GÖRE GERİ ALINMASI ( Zamanaşımı – Uygulanacak Zamanaşımı Süresinin T.B.K.’nun 146. Md. Gereğince 10 Yıl Olduğu/Mahkemece Sebepsiz Zenginleşme Hükümleri Doğrultusunda Davanın 1 Yıllık Zamanaşımı Süresinde Açılmadığı Gerekçesiyle Zamanaşımından Reddinin Doğru Olmadığı )

• ZAMANAŞIMI ( Harici Satış Sözleşmesinden Kaynaklı Alacağın Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Geri Alınması – Uygulanacak Zamanaşımı Süresinin T.B.K.’nun 146. Md. Gereğince 10 Yıl Olduğu )

• ON YILLIK ZAMANAŞIMI ( Harici Satış Sözleşmesinden Kaynaklı Alacağın Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Geri Alınması – Uygulanacak Zamanaşımı Süresinin T.B.K.’nun 146. Md. Gereğince 10 Yıl Olduğu Gözetileceği )

• ADİ YAZILI TAŞINMAZ SATIŞ SÖZLEŞMESİ ( Alacağın Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Geri Alınması/Uygulanacak Zamanaşımı – Uyuşmazlıkta 10 Yıllık Zamanaşımı Uygulanacağı )

• UYGULANACAK ZAMANAŞIMI ( Harici Satış Sözleşmesinden Kaynaklı Alacağın Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre Geri Alınması – Alacağın 10 Yıllık Zamanaşımına Tabi Olduğu )

4721/m.706

818/m.125

6098/m.146

ÖZET : Dava; adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri alınması istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın taraflar arasında akdedildiği iddia olunan harici satış sözleşmesinden kaynaklandığı açıktır. Bu bağlamda; dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, TBK’nın 146. maddesi gereğince 10 yıldır. Davacı; 10 yıllık zamanaşımı dolmadan dava açmıştır. Hal böyle olunca mahkemece; davalının zamanaşımı def’i reddedilip, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının adına kayıtlı olduğunu söylediği taşınmazı 19.08.2005 tarihli satış sözleşmesiyle 147.000,00 TL bedelle müvekkiline sattığını, müvekkilinin taşınmazın satış bedilinden mahsup edilmek üzere, 27.000,00 TL değer biçilen aracını, davalının bildirdiği kişiye devrettiğini, davalının sözleşmeden doğan edimi yerine getirmemesi üzerine davalıya ihtarname göndererek edimini yerine getirmesi için 30.07.2009 tarihine kadar süre verildiğini, davalının ifadan kaçınması üzerine aleyhine dava açtıklarını, davanın, gider avansının yatırılmadığı gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini, aynı nitelikte açılan diğer bir davanın ise derdestlik nedeniyle reddedildiğini, satış sözleşmesine konu taşınmazın hazineye ait olduğunu öğrendiklerini, davalının malik olmadığı taşınmazı malikmiş gibi müvekkiline satarak aracının elinden çıkmasına neden olduğunu belirterek; 27.000,00 TL’nin 30.07.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın dayanağı olarak gösterilen belgenin 19.08.2005 tarihli olduğunu, eldeki davanın 25.11.2013 tarihinde açıldığını, talebinin zamanaşımına uğradığını, öncelikle davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, diğer taraftan belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, sözleşme tarihinden 7 yıl sonra arazinin hazine adına kayıtlı olduğunun öğrenildiğine ilişkin iddianın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının arazinin 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi kapsamında olduğunu bildiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

Mahkemece; davacının, davalıya ihtarname göndererek 30.07.2009 tarihine kadar edimini ifa etmesi için süre tanıdığı, davanın 30.07.2009 tarihinden başlayarak 1 yıl içinde açılması gerekirken 1 yıllık sürenin dolduğu 30.07.2010 tarihinden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava; adi yazılı taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan alacağın, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan geri alınması istemine ilişkindir.

Davacı taraf, 19.08.2005 tarihli “satış sözleşmesidir” başlıklı belgeye dayanarak eldeki davayı açmıştır.

Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeler resmi biçimde yapılmadıkça geçersizdir. ( TMK m.706, BK m.213, Tapu Kanunu m.26 ve Noterlik Kanunu m.60 ). Geçersiz sözleşmeye dayalı olarak elde edilen kazanımlar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebilir. Ancak bu durumda, taraflar arasında geçersiz de olsa bir sözleşme olduğundan dava, sözleşme zamanaşımı süresine tabidir.

TBK’nın 146.maddesinde ( 818 sayılı BK m.125 ) sözleşmeye dayanan alacakların, başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Somut olayda, her ne kadar mahkemece, sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda değerlendirme yapılmak suretiyle davanın 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığı gerekçesiyle zamanaşımından reddine karar verilmiş ise de; uyuşmazlığın taraflar arasında akdedildiği iddia olunan harici satış sözleşmesinden kaynaklandığı açıktır. Bu bağlamda; dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, TBK’nın 146. maddesi gereğince 10 yıldır. Davacının davasını dayandırdığı sözleşme 19.08.2005 tarihli olup, dava tarihi olan 25.11.2013’e kadar geçen sürede zamanaşımı süresi dolmamış, talep zamanaşımına uğramamıştır.

Hal böyle olunca mahkemece; davalının zamanaşımı def’i reddedilip, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.